BİLGİSAYAR
SUÇLARI
Son
yıllarda hayatımızın bir parçası haline gelen bilgisayarlarla birlikte,hukukta
yeni düzenlemelerde oluşmaya başlamış ve Bilgisayar Suçları adı altında bir
düzenleme gündeme gelmiştir.Bilgisayar Suçları ana başlığında mevcut olan suçları
iki alt başlık altında toplayabiliriz. a-
Bilgisayara karşı işlenen suçlar.
b-Bilgisayarın suç aracı olarak kullanılması
yoluyla işlenen suçlar.
Bu
konuya girmeden önce Türk Hukukunda Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'ndaki 1995
tarihli değişikliklerden önceki duruma bir göz atalım:
Bilgisayar
konusundaki ilk açık düzenleme hukukumuzda 6.6.1991 tarihinde Türk Ceza
Kanununa 3756 sayılı kanunun 20. maddesi ile 525a,525b,525c ve 525d
maddelerinden oluşan ve BİLİŞİM ALANINDA SUÇLAR başlıklı 11.babın eklenmesi ile
girmiştir. Yasanın gerekçesinde bilişim alanı şu şekilde açıklanmıştır:
"Bilgileri toplayıp depo ettikten sonra bunları otomatik olarak
işleme tabi tutma sisteminden oluşan alana bilişim alanı denilmektedir."
Yürürlüğe
giren bu yasa ile birlikte bilgisayar ve hukuk bağlamında büyük bir boşluk
doldurulmuş olmakla birlikte bu düzenleme daha çok fikri hakların değil
verilerin ve bu verilerin sahiplerinin hukuki menfaatlerinin korunmasına
yöneliktir.
TCK'da
yer alan bu maddelerdeki suçların hukuki içeriklerini yorumlayacak olursak:
1- TCK 525a : Bu maddede,sistemdeki veri ,program ve
unsurların hukuka aykırı olarak ele geçirilmesinin yaptırımı düzenlenmiştir.
Sistemdeki
adı geçen unsurlar,sahibinin hukuk tarafından korunan kişisel alanı
içerisinde yer alır. Kişi, açıkça izinn vermedikçe 3.şahısların bu unsurları
kullanması, bunlara ulaşması hukuken mümkün değildir. Aksi halde sahibinin
sırları haksız olarak ele geçirilmiş olurki bu durumda Anayasa'nın 20. maddesi
ile güvence altına alınan "özel hayatın gizliliği" ilkesi de
bertaraf edilmiş olur.
Özel
hayata konutlar ve kişinin haberleşme araçları da dahildir. Bu durumda,
bilgisayar ile işlenen suçların diğer bir hukuksal yönü de bu suçlarla bir
anlamda konutlara giriliyor ve haberleşme alanlarına müdahale ediliyor
olmasıdır.
Maddenin
2. fıkrasında yer alan başkasına zarar vermek tabri her ne kadar açık değilse
de, buradan maddi ve manevi zararın, zarar kavramı içerisinde düşünülmüş olduğu
yorumunu yapmak yanlış olmayacaktır.Zira bilgisayar sisteminde yer alan kişisel
bilgiler, sırlar, özel dökümanlar, kişinin toplum içerisindeki manevi
kişiliğine zarar verecek nitelikte olabilir.
2- TCK 525b : Maddenin
gerekçesinde şu açıklamalar yer almaktadır:
"....birinci fıkrasında, bir bakıma bilgileri otomatik işleme tabi
tutulmuş sistemlere karşı işlenen suçları cezalandırmakta ve sistemlere
yöneltilen ızrar fiillerini böylece ve ayrıca müeyyideye de
bağlamaktadır."
Fıkrada
seçimlik hareketli bir suç düzenlenmiştir. Bu suçun maddi unsurları, sistemin
kendisini veya sisteme yerleştirilmiş verileri veya diğer bir unsuru tamamen
tahrip etmek, değiştirmek...... yanlış biçimde işlemesini sağlamaktır."
Sistemde
yer alan verilere bir takım eklemeler yaparak ya da bazı verileri çıkartarak,
programlandığı şekli ile veriler ve sonuçlar alınmasına engel olmak, maddede
yer alan sistemin işlemesine engel olmak anlamında yorumlanabilir. Ancak burada
bilgisayar virüsleri ile ilgili herhangi bir açıklık bulunmamaktadır. Fakat
maddeyi hukuken ve teknik olarak doğru bir şekilde yorumlayacak olursak, virüs
adı verilen programların da sistemin işlemesine engel olucu nitelikte kabul
edildiklerine göre madde kapsamı içerisinde düşünülmesi yanlış olmaz.
Maddenin
ikinci fıkrası için yasa gerekçesindeki gerekçe ise şöyledir:
"ikinci fıkrada ise sistsmi kullanarak kendisi veya başkası lehine
hukuka aykırı yarar sağlanmasını yani sistem vasıtası ile dolandırıcılığı
cezalandırmaktadır."
Bu
konumda karşımıza bilgisayar dolandırıcılığı tabiri çıkmaktadır. Sisteme yanlış
veya eksik bilgiler verilmek sureti ile faile yarar sağlayacak şekilde veriler
elde edilmek üzere girişilen eylemlere bilgisayar dolandırıcılığı
denilmektedir.Ancak bilgisayarlar insanlar gibi irade sahibi oluşumlar
olmadıklarından, iradesi etkilenip, hile, yalan ve desise ile
yanıltılamayacaklarından bu eylemler de dolandırıcılık cürümünün unsurlarını
oluşturmazlar.
Sistemin
tahribine ve bozulmasına yol açan başlıca eylem şekilleri ise şunlardır:
a) Bug-Ware: Yanlış mantık
akışı ve program parçalarının uygun olmayan bir şekilde bir araya getirilmesi
nedeniyle istemeyerekte olsa donanımlara ve verilere zarar verebilirler.
b) Software Bombs : Bir virüs çeşididir. Sisteme girerek verilere çarpıp
yok ederler.
c) Time Bombs : Belirlenen zamanda patlayan ve sistemi tamamen veya
kısmen bozan programlardır.
d) Rabbits : Bilgisayar virüsüne benzerler ve çoğalarak sistemi,
verileri bozarlar.
3- TCK 525c : Bu maddede
bilgisayar sistemindeki bilgilere dayanarak oluşturulacak belgelerin
güvenirliği yaptırıma bağlanmaktadır.Maddenin gerekçesinde yer alanlara bir göz
atalım:
" Suçun maddi unsuru,gerçeğe uygun olmayan bilgi veya diğer unsurları
sisteme yerleştirmektir. Veya varolan verileri veya diğer unsurları tahrif
etmek veya tahrif edilmiş unsurları bilerek kullanmaktır."
Buradan
da anlaşılacağı gibi maddede düzenlenen suç seçimlik fiilli bir suçtur. Suçun
oluşabilmesi için gerçeğe aykırı bilgi unsurları sisteme yerleştirmek veya var
olan unsurları tahrif etmek yeterlidir.
4- TCK 525d :
Bu maddede fer'i cezalar gösterilmektedir. Ancak TCK 25 ve 35. maddelerde,
genel hüküm olarak düzenlenmiş hükümlerle farklılık vardır. 25 ve 35.
maddelerde belirlenen ve 2 yıl olarak kabul edilen üst sınır aşılmıştır.
Halbuki
525d maddesinde bu sürenin 3 yıla kadar olabileceği gösterilerek kanunun ek
cezalar ile ilgili genel hüküm ve esprisine ters düşen bir düzenleme
getirilmiştir.
Suçun
işlenmesinde kullanılan veya bu maksata tahsis edilmiş bulunan veya suçtan
meydana gelen şeylerin müsaderesi hükmü tasarıda yer almıştı. Ancak TCK'nun
koyduğu müsadere şartları (TCK 36) ihtiyacı daha iyi karşılayacağı gerekçesi
ile tasarıdaki müsadere hükmü çıkarılmıştır.
(Devam Edecek)
Hazırlayan:
Av.Rahşan Atasoy